T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
İSTANBUL / BAHÇELİEVLER - Uluslararası Şehit Mehmet Karaaslan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi

BAŞARILI OLMANIN PÜF NOKTALARI

Öğrenci velilerimizden zaman zaman şu ifadeleri duymaktayız:

-Hocam, öğretmenimiz bizim çocuklara ev ödevi vermiyor. Bu sebeple onlara ders yaptıramıyoruz.

Evvela şu gerçeği tespit etmekte fayda var: Uzun soluklu bir yarış olan Eğitim-Öğretimde özellikle lise çağına gelen bir öğrenciye hala dışarıdan birileri zorlama ile ders çalıştırıyorsa o öğrencinin oturup düşünmesi ve "okuyup-okumama" konusunda bir karar vermesi gereklidir. Zira zorlama ile yaptırılan ders/çalışma netice vermez/vermeyecektir.

Hiçbir öğrenci zevkle ders çalışmaz bu genel-geçer bir kuraldır. Bir an için eski zamanlara gidip kendimizi düşünelim. Nasıl ki bizlere çalışmak zor geliyordu, ödevlerimizi sıkılarak yapıyorduk, çocuklarımız da aynen öyledir. Bizler, yavrularımıza ödev yapma bilincini titiz bir çalışma ve motivasyonla öğretmeliyiz.

Burada sihirli kelime "bilinç"tir.

Nasıl ki ibadetin az olsa dahi devamlı olanı makbuldür; aynı şekilde ders çalışmanın da az/verimli ancak devamlı olanı geçerlidir. Saatlerce masa başında oturan/oturtulan öğrenci bilinmelidir ki ilerde çalışmaktan bıkacaktır. Öğrencilere fazla yükleme yapıldığında bir zaman sonra onlar manen ve motivasyon bakımından iflasın eşiğine gelecek ve daha farklı sorunlarla karşımıza çıkacaklardır. Ne demiş atalarımız "Her şeyin azı karar; çoğu zarardır".  

Başarının yol haritası diyebileceğimiz şu özet kuralları anlatalım ki mesajımız daha net anlaşılsın.

Bir öğrenciye okuldan hiç ödev verilmese dahi,  o öğrenci görev olarak şunlar bilmelidir:

a)Konu tekrarı: Yeni işlenmiş bir konu mutlaka öğrenci tarafından tekrar edilerek, pekiştirilmelidir. O konuyla ilgili haftalık en az iki üç tane test çözülmelidir. Öğrencinin anlayamadığı bir konu varsa not alınıp ders öğretmenine sorulmalıdır.

b)Yarınki derslere çalışmak ve test çözmek: Öğrenci yarınki ders programına göre işlenecek konulara şöyle bir göz atarsa, sınıf içerisinde derse katılımı artar, ünitelere olan ilgisi yükselir, öğretmenin gözüne girer ve böylece başarı grafiği yükselir. İşlenen derslerle ilgili tedarik edeceği testleri de çözerse iddia ediyorum ki bu öğrenciyi kimse tutamaz.

c)Standart kitap okumak ve günlük yazmak: Öğrenci her gün ortalama en az yarım saat kitap okumalıdır. Bunu yatma vaktine denk getirebilir. Bir ajanda tedarik ederek başından geçenleri yazıya da dökerse harika bir iş yapmış olacaktır. Öğrenci velisi bunun kontrolünü yapmalıdır.

Evet yukarda bahsedilen bu üç madde öğrencilerimizin daimi ödevidir. Bunları öğrencilik hayatı boyunca yapmaya gayret gösteren çocuklarımıza başarıyı garanti ediyorum.

Bunların dışında gazete-dergi okumak, sosyal faaliyetlerde rol almak, spor aktivitelerine ilgi duymak, vakitli yatıp erken kalkmak ve kahvaltı yapmayı alışkanlık haline getirmek ideal öğrencinin sağlığı ve istikbali için sergileyeceği güzel davranışlardır.

Öğrenci için zaman kontrolü ve tasarrufu çok önemlidir. Genç eğer zamanını bilgisayara ve diğer elektronik cihazlara yedirirse başarı ve okumak hayal olur. Bunun için kontrollü bir sistem yapılmalıdır. Mesela günde bir saat bilgisayara zaman ayırmak bir yöntem olabilir.

Öğrenci velinin de yardımıyla çalışmaya aşina olursa, okulu tarafından hassas bir yaklaşımla eğitilmeye, okul ve öğretmeni sevdirilmeye çalışılırsa yarının aklı başında, vatana millete faydalı bireyi olarak yetişir.

Bu arada anne-babalar çocuklarına iyi örnek olmalıdır. Okul ve öğretmen aleyhinde asla  konuşulmamalıdır bir sıkıntı varsa okul ziyaret edilmeli ve soruna çözüm aranmalıdır.

Öğrencinin yaptığı testler kontrol edilmeli ki anlayamadığı, yanlış yaptığı konular o şekilde kalmasın. Gençlerin kanı kaynar unutur, doğruyu yanlışı bilemez vs. ebeveyn ona destek olmalıdır. Gerekirse makul ödüllendirmeler yapılabilir.

Ergenlik dönemi öğrencilerine çok hassas yaklaşılmalıdır ancak ergenliğin bitmeyen bir masala dönmesine asla müsaade edilmemelidir. İhtiyaç halinde okuldaki rehber öğretmenleriyle diyaloğa geçilebilir. Çocuğun da bir insan olduğunu unutmayalım. Onun duygularını yok sayarak, görmezden gelmek, baskıcı bir tutum sergileyerek çocuğu ezmek genelde ters teper, çocuk isyankar olur ya da çocuk sindirilmiş olur ki bu da ayrı bir eğitim problemidir.

Sonuçta öğrenci başarısız olursa bu dünyanın sonu demek değildir. Onun mutlaka bir alana yatkınlığı vardır. İlgi duyduğu mesleğe yönlendirme yapılırsa öğrenci hayatta başarılı olabilir.

Bir öğrencinin dersleri iyi olmasa bile vatana, millete faydalı ahlaklı bir kişi olarak yetişmesi ana hedeftir. Saygı duymasını bilen ve saygı duyan, normal davranış sergileyen, yalan söylemeyen, helali-haramı düşünen bir toplum ortaya çıkarmak için bu çocuklarla yakinen ilgilenilmelidir. Bu vazife ise en başta anne ve babaya düşmektedir. Bilinmelidir ki çocuğun ailesinden öğreneceği çok şey vardır. Zira anne çocuğun ilk öğretmenidir.

İlgilenilmeyen çocuklar, başkalarının ağına düşünce eyvah demenin bir anlamı olmayacaktır. Bu sebeple fırsat elden gitmeden yarınlarımızı güzelleştirmeye, şekillendirmeye gayret gösterelim.

Abdulbaki MURAT

Okul Müdürü

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 09.11.2016 - Güncelleme: 11.07.2023 17:46 - Görüntülenme: 1524
  Beğen | 11  kişi beğendi